Bilal Kurt, 16 ay öncesine kadar kahvaltıda 21 boyozu peynir, bal, reçelle yediğini, her akşam da torbalar dolusu abur cuburu tükettiğini söyledi. Oturarak uyumak zorunda kaldığını, zaman zaman nefes alamadığı için buhar makinesi kullandığını anlatan Kurt, ailesinin de sürekli kilo vermesi için uyarıda bulunduğunu ifade etti.

Kilolarının, kendisini hayatının sonuna getireceğini anladığını kaydeden Kurt, "200 kilonun üstünde devam etseydim yaşayamazdım. Ameliyatın sebebi çocuklarım oldu. Bir gün çocuğum yere düştü, arkadaşım benden önce kalktı ve oğlumu düştüğü yerden kaldırdı. Ben oturduğum yerden kalkamadım. İşte o zaman dedim ki 'Ne rezil bir halim var.' Şimdi çocuklarla birlikte oynuyoruz, hopluyoruz, zıplıyoruz." dedi.

Her gün abur cubura verdiği parayı biriktirip kenara koyduğunu anlatan Bilal Kurt, psikolojik olarak da iyi hissettiğini, "yaşama sevincini" yeniden bulduğunu anlattı. Kurt, kendisini görenlerin artık tanıyamadığını da dile getirerek, "Pazar yerine gidince eski müşterilerim, özellikle büyüklerimiz bana 'Bilal nerede?' diye soruyor" diye konuştu.

Bilal Kurt'un ameliyatını yapan hastanenin genel cerrahi uzmanı Doç. Dr. Varlık Erol ise vücut kitle indeksi 50'nin üzerinde olan süper obezite hastalarının risk grubunda yer aldığını kaydetti. Ameliyat sırasında ve sonrasında ek problemlerin çıkmaması için çok dikkatli hareket ettiklerini belirten Erol, Bilal Kurt'un çok iradeli bir hasta olmasının bu başarıda önemli etken olduğuna işaret etti.