Yıldırım'ın konuşmasından satır başları:
İTÜ, Türkiye'nin son 40 yılına hükmetmiş, yönetimde siyasetçileri yetiştirmiş önemli yeri olan 244 yıllık geçmişi olan bir üniversite. Türkiye'nin yüz akı medarı iftarı olan bir üniversite.
AK Parti iktidarının 15 yıllık döneminde bakan, başbakanlık seviyesinde 8 tane arkadaşımız kabinelerde görev aldı. Benimle beraber de 6 arkadaşımız görev aldı. Teknik üniversite mezunu arkadaşlarımız bakan olarak görev yapıyor.
GEÇMİŞİ BİLİP, GELECEĞİ OKUYACAĞIZ
Sadece teknik konularda değil, sosyal alanlarda da sesini duyuran bir üniversite. Konservatuarlarımızda müzik, sinema, sanat dünyasının sayısız ismi yetişmiştir.
Merhum Oğuz Atay'ı da saygıyla yad etmek istiyorum. Prof. Dr. Mustafa İnan'ın da romanını yazmıştır. Teknik üniversitenin de romanı niteliğini taşıyor. Akla bir başka isim daha geliyor, Orhan Pamuk. Her ne kadar üniversiteyi bitirememiş olsa da Nobel Ödülü aldı. Üniversiteyi bitirememiş ama Nobel Ödül'ü alıyor. Bitirse siz düşünün.
Bütün hocalarımızı ahirete göçen ev bizim yetişmemizde emeği olan, akıl teri, alın teri olan bütün hocalarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Hakikaten üniversitenin geçmişi çok önemli. Geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez. Hem geçmişimizi bileceğiz hem de geleceği okuyacağız, göreceğiz.
Ülkemizin 2023 hedeflerini yakalayacak mühendisler olmalıdır. Bu kapsamda İTÜ emin adımlarla devam ediyor.
TÜRKİYE’NİN KALKINMASI ÜNİVERSİTELERİN BİLGİ ÜRETMESİNE BAĞLI
Son 15 yılda Türkiye'de alt yapıda yapılan ne varsa, 25 bin kilometreye ulaşan bölünmüş yol, hızlı tren, tünel ve dünyanın sayılı havalimanları, iletişim, Türkiye'nin gelecek yıllarını garanti altına alan bütün alt yapı projelerinde diyebilirim ki teknik üniversitelerin imzası var. Türkiye'nin kalkınması, refahı, huzuru da üniversitelerimizin bilgi üretmesine bağlı. Gençlerimize iyi bir gelecek sağlamak için biz de 15 yıldır milletimizden aldığımız güçle çalışıyoruz, gayret ediyoruz.
BÜYÜMEMİZ DÜNYADA BİR REKOR OLDU
2016 yılı yeni bir rapor yayınlandı. Eğitim harcaması 160 milyar liraya ulaştı. OECD'nin raporudur. OECD ortalaması ise 5,2. Yani OECD ortalamasının üzerinde eğitime kaynak ayırıyoruz. Türkiye'yi tam 3 kat büyüttük. Her ilimizde en az 3 üniversite olmalı dedik ve sayıları arttırdık. Bundan sonra artık kaliteye daha fazla önem vermemiz lazım. 158 bin akademisyenimiz öğrencilerimizi geleceğe hazırlıyor. Ülkemizin hayallerini gerçekleştirmenin peşindeyiz. Üçüncü çeyrek büyümemiz dünyada bir rekor oldu, bu hiçbir ülkede gerçekleşmeyen bir durum.
DARBELERE KARŞI DURDUK
Demokrasi, vesayet unsurlarının elinde geçtiğimiz yıllarda bir oyuncak haline gelmişti. Bütün özgürlüklerin önünde engeller vardı, ekonomik krizleri aşa aşa bugünlere geldik. Diğer yandan hizmetleri tamamlayarak ülkemizin daha üst sıralara yükselmesini sağladık. Türkiye'yi durdurmak isteyen her türlü girişime karşı kararlı bir şekilde durduk. Türkiye 15 yıl önce 12-13 ili ihracatı biliyordu şuan 81 ilimizde ihracat yapılıyor. Dünyada küresel krizden sonra, 2008'den sonra sadece 10 büyük proje yapıldı. Bakıyorsunuz bu projelerin 6 tanesini Türkiye yapmış. Denizin 106,5 derinliğinden bu kadar kısa mesafede geçebilen ve sıfır hatayla tamamlanmış bir projeden bahsediyoruz. Bu da Türk mühendisliğinin eseridir.
HER ÜLKE KENDİ KARARINI VERECEK YETKİNLİĞE SAHİPTİR
Bakın ABD'nin tek taraflı aldığı Kudüs'ü İsrail'in başkenti yapan karar, İİT zirvesinde bir kez daha reddedilmiş ve Doğu Kudüs, Filistin'in baş şehri olarak ilan edilmiştir. Amerika, BMGK'da 14 güvenlik konseyi üyesinin yanında yalnız kalmış ve son çare olarak Amerika aleyhinde oy verecekleri tehdit edecek noktaya gelmişlerdir. "Ayağınızı denk alın" diyecek kadar işi zıvanasından çıkarmış gözüklüyor. Ne kadar güçlü olursanız olun her ülke egemendir kendi bayrağı vardır, bağımsız kararını verecek yetkiye sahiptir. Güçlü olmak haklı olmak anlamına gelmez. Bu yanlışların mutlaka dünyanın vicdanında düzeleyeceğini bugün olmazsa yarın düzeleceğini, bunun da öncülüğünü biz Türkiye olarak biz gayret edeceğiz.
Yorumlar