Partisinin grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “911 kilometre uzunluğunda sınırımız olan Suriye, 350 kilometre sınırımız olan Irak ihmal edilemeyecek boyuttaki 2 ülkedir. Doğası gereği, Irak, Suriye ve İran'daki her hadisenin ülkemize yansımaları olmaktadır. Sınırlarımızın diğer yakasında yaşanan doğal afetlerden bile Türkiye az ya da çok etkilenmektedir.
Merkez üssü Halepçe'nin güneybatısı olan bir deprem meydana gelmiştir. Şu ana kadar yapılan açıklamalardan sayıları 400'ü aşan insanın hayatını kaybettiği anlaşılmaktadır. Tablo vahim, yıkım ileri boyuttadır. Komşuluk hukukunun gereği ne ise o yapılmalıdır. Türkiye hazır olduğunu samimiyetle dile getirmiş, enkazın kaldırılması ile ilgili duyarlılığını göstermiştir. Türk Kızılayı harekete geçmiş, AFAD hazırlıklarını yapmıştır.” dedi.
TSK TERÖRİSTLERE GÖZ AÇTIRMAMAKTADIR
“Türkiye'nin sırtını yere getirmek için zemin yoklayan pek çok husumet odağı vardır. Kaostan nemalanan, krizden çıkar sağlayan karanlık çevreler ülkemizin bekasını sakatlamak maksadı ile pusudadır” diyen Bahçeli “Bunların değirmenine su taşıyan, 5. kol faaliyeti ile değirmenine su taşıyan mihraklar ortaya çıkmıştır. Bölücüler arkasına baka baka yaşamakta, rahat nefes alamamakta, kimisi kafese, kimisi kodese girmekten kurtulamamaktadır. Terörle mücadele korkusuzca, kararlı bir şekilde hainleri hedef almaktadır. TSK, sınır ötesi ve vatan topraklarında teröristlere göz açtırmamaktadır.” İfadelerini kullandı.
Devlet Bahçeli, bu mücadeleden geri dönüş olamayacağını ve hainlerin şehit kanlarında boğulacağının söyledi.
ATATÜRK KİMSENİN SİYASET DÖVÜŞÜNÜN KONUSU OLMAYACAKTIR
Grup toplantısına, “Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e yönelik artan ilgiden ziyadesiyle mutluluk duyuyorum, devamını temenni ediyorum. Aziz Atatürk'ün siyaset üstü kalması samimi dileğimdir. PKK, HDP ve FETÖ'nün yörüngesine giren CHP'nin Atatürk adını anmaya ne yüzü ne de hakkı kalmıştır. Atatürk hiç kimsenin siyaset dövüşünün, sivri dilinin konusu olmayacaktır. Atatürk kisenin tekelinde değildir” sözleri ile devam eden Devlet Bahçeli, “Atatürk'e alaka yükseliyormuş, ne var bunda? Olması gereken bu değil mi? Ne güzel işte bunu polemik malzemesi haline getirmek ahlaki mi? Yüzde 50+1 nelere kadirmiş, Atatürk konusu abartılıyormuş. Bazıları şaşkınlık geçiriyor, kelli felli kalem sahipleri hayretler içindeymiş. İpsiz sapsız değerlendirmeleri buruşturup atınız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'dir.” ifadeleri kullandı.
Bahçeli, ”Atatürk tam bağımsızlıktır. Atatürk, Türk milliyetçisidir. Komünist, köksüz, feslisi fessizi kim varsa kıvranmaktadır. Varsın cehaletlerinin esiri olsunlar. Fazla söze yer ve gerek yoktur. Atatürk ortak kıvancımız, kurtuluşumuzun kutup başı olarak ebediyete kadar eserleri ile eşsiz mirasları ile var olacaktır. Manen yaşayacaktır” sözleri ile grup toplantısına devam etti
ILIMLI İSLAM PROJESİNE PRENSLER Mİ TALİP?
Lübnan Başbakanı Hariri’nin Suudi Arabistan’da bulunmasına da değinen Bahçeli, “Beyrut ile Riyad arasındaki ilişkiler sürekli geriliyor. Hariri'nin rehin mi, yoksa gönül rızası ile mi Suudi Arabistan'da bulunduğu tam olarak açıklanamıyor. İsrail ile ilgili kuşkular Suudi Arabistan'ı tümden kavramış, tutuklamalar, cinayetler, küresel senaryolar son günlerde herkesin gündemindedir. Bizim ilgilendiğimiz hanedanlar arasındaki kavga değildir. İnancımız, kutsal mabet ve mirasların bulunduğu Suudi Arabistan'ın dünyevi iktidar çatışmalarına kapılması esef vericidir” belirtti
MHP lideri Bahçeli konuşmasında ılımlı İslam sözlerine ve Suudi Arabistan’da bir robota vatandaşlık verilmesini yönelik ise, “Milyarlarca Müslüman açlık içinde kaybolmuşken, bir avuş şeyhin, emirin doymaz hırslarını nasıl açıklayacağız? Bu nasıl Müslümanlıktır, nasıl İslam anlayışıdır? Ilımlı İslam denilen dayatma nasıl dillendirilmektedir. Neyin ılığı? FETÖ'ye sipariş edilen dinler arası diyalog ve ılımlı İslam projesine şimdi yeni yetme prensler mi talipti? Bu yolun sonunda hayır, huzur yoktur. Suudi Arabistan tasarlanan robota dünyada ilk kez vatandaşlık vermekle ne yapmak istemektedir?” açıklamalarını yaptı.
DEAŞ ile mücadelede önemli mesafeler alındığı söyleyen Bahçeli, “9 Kasım'da Suriye hükümeti Ebu Kemal'i Bağdat'ın desteği ile almıştır. Anlaşıldığı kadarıyla DEAŞ, Suriye ve Irak'ta işgal ettikleri alanların büyük bir kısmını kaybetmiştir. YPG, PKK, PYD terör örgütleri doldurmaktadır yerini. Doha'da anti DEAŞ koalisyon merkezi varken, ABD'nin, imzalanan memorandumla Amman Gözlem Merkezi'nin kurmasının sonuçlarının nelere neden olacağını zaman gösterecektir. Sayın Cumhurbaşkanı inanıyorum ki muhataplarından bilgi alacak, Türkiye'nin tavrını gösterecektir” ifadelerini kullandı
ABD TELEFON DİPLOMASİSİNİ BİR KENARA BIRAKMALI
Başbakan Yıldırım’ın ABD ziyareti hakkında da açıklamalar yapan Bahçeli, “Başbakan Binali Yıldırım'ın düzenlediği ABD ziyaretinin verimli geçtiğinin ifade edilmesi hiç kimseyi rehavete sürüklememelidir. Burada sorumluluğun esas itibarıyla ABD'de olduğunu aklımızdan çıkarmayız. Çürük iple kuyuya inen dibe çakılır. Terör örgütleri ile düşüp kalkandan dost olmaz. Sorunların anlık müdahalelerle, telefonla çözümünde mutabık kalınmıştır. ABD anlık müdahaleyi, telefon diplomasisini bir tarafa bırakmalı, önce terör örgütlerinden elini ayağını çekmeli, sonra FETÖ'nün hain başını elleri kelepçeli şekilde ilk uçakla Türkiye'ye göndermelidir. Klişe ifadeleri geçelim. Suçluların derhal ve ön şartsız iadesini talep ediyoruz. Çok mu şey istiyoruz? Saygı duyulmasını, milletimizin egemenlik haklarına riayet edilmesini şart görüyoruz. ABD, PKK'ya silah vermeyi bıraksın, Türkiye'yi küçük görmekten çok acilen uzaklaşsın” sözlerini dile getirdi.
YÜZDE 10 BARAJI AŞILABİLİR DURUMUNA GELMİŞTİR
Yüzde 10 baraj sistemi hakkında geçtiğimiz hafta konuşan Bahçeli, sözlerinin eleştirilmesine karşılık şu ifadeleri kullandı:
“Geçtiğimiz hafta, dile getirdiğim bazı düşüncelerim hafta boyunca tartışılmıştır. Kuyuya taş atmasam da bazı gafilleri taşı düştükleri çukurdan çıkarmak için adeta çırpınmışlar, seçim barajı kapsamında hikayeler uydurmuşlardır. Bunlara hakikaten de acıyorum. Çalıda gül bitmez, cahile söz yetmez. Biz doğru gördüklerimizi hilesiz, hurdasız haykırmayı sürdüreceğiz. Yüzde 10 barajı ağır dedim, buna itiraz eden çıkmadı. 12 Eylül sonrasında inşa edilen barajla, MHP'nin ve Milli Selamet Partisi'nin silinmesi hedeflenmişti. İttifaklarla barajın aşılması mümkün olmuştur. Yüzde 10 barajı aşılabilir duruma gelmiştir. Artık bu kadar zorlamalar ve dayatmalarla birilerini öldürerek kendini yaşatma yerine hep beraber nasıl yaşarız noktasında bir uzlaşmaya varacak çalışma yapılmalıdır. Bu yüzde 5 mi olur, 6 mı olur, 10 olarak mı kalır? Müfteriler saldırmaya, MHP'yi karalamaya başlamışlardır. Şunu herkes bilsin ki, MHP'nin baraj maraj sorunu asla yoktur.”
TEMSİLDE ADALET İLKESİNİN GEREĞİDİR
“Biz barajdan korktuğumuz için değil, Türkiye'nin 16 Nisan'dan sonra değişen hükümet etme sistemi ile birlikte ortaya çıkan siyasal zaruretten, olası ittifaklarla barajın delinmesinden dolayı düşüncelerimizi paylaştık. MHP, on yıllardır yüzde 10'luk barajın aleyhine kurgulandığını gayet iyi bilmektedir” sözleriyle toplantıya devam eden Bahçeli, “Baraj altına kaldığımızdan dolayı söylediğimizi iddia ettiler. Yüzsüzce, hayasızca ifade ettiler. Oy oranımızın yüzde 3, 5 civarında seyrettiğini şerefsizce ifade ettiler. Gökten kemik yağmayacaktır. Bozkurtun beğenmediğini çakallar kapışırmış. Bunların alayının sıraya girmesi de bu yüzdendir. Demokratik sistemlerde meşruiyetin temeli seçimlerdir. Seçim sisteminden beklenen aynı zamanda tüm siyasi akım ve eğilimlerin de parlamentoya yansımasıdır. Temsilde adalet ilkesinin de gereği budur” ifadelerinde bulundu.
SEÇİM BARAJI YENİDEN ELE ALINMALI
MHP’nin baraj altında kaldığı iddialarına yönelik de konuşan Bahçeli, “Yüzde 10 barajı seçmen oylarınının TBMM'de temsil edilememesi sorununu doğurmaktadır. Önemli bir adaletsizliktir. Yüzde 10'a kafayı takanlar, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile artık baraj, yüzde 50+1'e çıkmıştır. Yönetimde istikrar ilkesi sağlanacağına göre temsilde adaletin temin edilmesine yönelik engel teşkil ettiği açık olan yüzde 10 seçim barajı tıkanmaya yol açmayacak şekilde yeniden ele alınmalıdır. CHP, baraj aşağı insin, 0 ile yüzde 3 arasında olsun diyor. Ses edilmiyor. "Baraj tekrar düşünülsün, bir kez daha ele alınsın" dediğimde kıyamet kopuyor. Bu ne yaman bir çelişkidir. CHP, siyasi varlığı ile ilgili korku mu yaşıyor? Vicdanına baraj yaptıranlar, şerefine mim çektirmişler, hele bir deyin, bize ne söylemeye çalışıyorsunuz. MHP barajları yıka yıka, manşetleri yara yara bugünlere gelmiştir. Yoluna da devam edecektir” dedi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli grup toplantısını şu sözlerle sonlandırdı:
“Sayın Kılıçdaroğlu diyor ki; 2019 seçimleri tek adamdan olanlar, demokrasiden olanlar olarak ikiye ayrılacaktır. Önümüzdeki siyasal süreçte bloklaşma sertleşirse CHP yanına HDP ve diğer yedeklerini alıp 16 Nisan'ın rövanşı için çalışmasına hız verirse MHP buna duyarsız ve tepkisiz kalmayacaktır.
Bu bloklaşmaya cevaben 15 Temmuz'dan beri süregelen tutarlı duruşumuz korunacak siyasi pozisyonumuz tartışmasız muhafaza edilecektir. Partimiz 7 Ağustos ve 16 Nisan şuurunun gereği olarak AK Parti ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemini 2019'da tam manası ile tesis etme maksadıyla sonuna kadar birlikte mücadelesini sürdürecektir.”
Yorumlar