Salgın devam ederse yeme-içme sektörünü gelecekte neler bekliyor? - Sayfa 4

Pandemi sürecinde işyerlerini kapatan işletmelerde oldu. Yine yeme-içme sektörü bunların başında geliyor. Siz bu süreçte ayakta kalmayı nasıl başardınız? Ne gibi sıkıntılar yaşadınız?

Hepimiz için inanılmaz sıkıntılı bir süreçti. Bazı işyerleri online olarak satışlarına devam etttiler. Bu durum tabi ki tatmin edici değil fakat ne kadar iş azalsa da bir sirkülasyon sağladı. Biz şubelerimizi tamamen kapattık. Kişisel olarak Bomonti anlamında yeni açılan bir şube olduğumuzdan dolayı maddi bir ilerleme kaydettiğimizde, özel hayatımda hemen yeni olarak ne yapabiliriz, nereye gidebiliriz diye geçer, açıkçası birikim odaklı olmadan vaktimi ve bütçemi keyif aldığım şeylere yönlendirirdim. Tabi ki kimse böyle bir süreç yaşanacağını beklemiyordu. Bu süreçle birlikte ' bugün iyi kazandık hadi gidip şunu yapalım, bunu alalım, şuraya gidelim' gibi günlük odaklı değil, birikimi hedefleyen ve kendimizi güvence altına alan tedbirler almamız gerektiğini deneyimledik.

4 18
 
Salgın devam ederse yeme-içme sektörünü gelecekte neler bekliyor? - Sayfa 5

16 Mart'ta genelgeyle birlikte şubelerimizi kapattıktan sonra bizi en çok düşündüren, kaygılandıran, bu süreç sene sonuna kadar böyle devam ederse ne yapacağımızdı. Çünkü hiç iş yapmıyorsunuz, geliriniz yok ama kira, maaş ödemelerine devam ediyorsunuz. Hem kişisel hem de iş anlamında insan psikolojisini zorlayan kötü bir dönemden geçtik. Örneğin iş anlamında bizi en çok zorlayan personel giderlerinden ziyade kira giderleri oldu.

5 18
 
Salgın devam ederse yeme-içme sektörünü gelecekte neler bekliyor? - Sayfa 6

Kısa Çalışma Ödeneği'ne başvurdunuz mu?

Tabi ki hemen başvurduk, bir buçuk ay sonra da onaylandı. Bu süreçte şubelerimizi kapattığımız günden itibaren depolarımızdaki tüm yiyecek ve içecekleri personelimizle paylaşarak bizi bekleyen zor günlerin hep beraber üstesinden geldik.

6 18
 
Salgın devam ederse yeme-içme sektörünü gelecekte neler bekliyor? - Sayfa 7

Yeme-içme sektörü hepimizin bildiği gibi çok yoğun tempo gerektiren bir sektör. Pandemi süreci ile beraber birden evde oturmaya başladınız. Bu durum sizde ve çalışanlarda nasıl bir etki yarattı? Ruh halinizde ne gibi değişiklikler yaşadınız?

Pandemi sürecinden önce Kozmonot ekibi olarak kalabalık bir kadroyla bizler sabah 09.00 itibariyle gece 02.00’a kadar çok yoğun bir tempoda sürekli çalışıyorduk. Son dönemde mekanlarımızın giderek popülerleşmesi, müşteri memnuniyeti ve etkinliklerimizle oluşan talepler sonucunda geniş bir kadromuz olmasına rağmen yine de işe zor yetişiyorduk diyebilirim. Çok iyi bir ivme yakalamıştık. Bu tempoda haftalık izin bile zor yaparken birden genelgeyle birlikte 'tüm mekanlar kapatılacak’ denince ve dönen dedikodular bu sürecin bir en fazla bir buçuk ay süreceğiydi. Biz de işe olumlu yanından bakıp 1 ay gibi bir süre hiç çalışmadan kendimize vakit ayırabileceğimizi düşünerek örneğin; şu kitabı okumak için zamanım olacak, kalan filmleri izleyebileceğiz diye sevinmedik diyemeyeceğim. Çünkü insan bizim tempomuzda kendine zaman ayıramıyor. Evi çok görmüyoruz durum böyle olunca başta iyi geldi ama o ilk bir ay geçtikten sonra o tempoyu aramaya başladım. Biz iş yerinde sürekli birileriyle iletişim halinde olduğumuzdan dolayı karantina sürecinde iletişim kısırlığı yaşamaya başladım. Bir gün boyunca kimseyle konuşmadığım günler oldu. Bu bende bir boşluk yarattı ve bundan sonra hayatımız hep böyle mi olacak? , iş yerimiz açılacak mı? diye sorgulamaya, kaygılanmaya başladım. Beni ve ekibimi rahatsız eden bu belirsizlikti. İlk bir ayı dinlenme olarak değerlendirdik, yaşadık fakat günler geçtikçe ve iç açıcı haberler olmadıkça endişe yerini paniğe bıraktı. Neyse ki 1 Haziran itiabariyle yepyeni bir düzenle hayata geri dönebildik.

7 18