Volgograd
Adını, batısına kurulduğu Volga nehrinden alan Volgograd, 1 milyonun üzerinde nüfusuyla ve 45 bin kişilik Volgograd Arena’yla Dünya Kupası’nı ağırlayacak. Grup maçlarına ev sahipliği yapacak şehirde hiç şüphesiz en görkemli yapı, şehrin en yüksek noktası Mamayev Kurgan’ın tepesindeki Anavatan Heykeli. 1967’ye dek dünyanın en uzun heykeli olan Anavatan, günümüzde ise hala Avrupa’nın en yüksek heykeli. İnsanlık ve savaşlar tarihinin en büyüleyici yerlerinden biri olan İkinci Dünya Savaşı Müzesi’nde ise neredeyse bir tam gün harcanabiliyor. Her noktasında İkinci Dünya Savaşı izlerine rastlayabileceğiniz Volgograd, tarihle iç içe bir seyahat planlayanlar için Avrupa’nın en etkileyici şehirlerinden biri. Şehrin tarihi dokusundan ve Dünya Kupası mesaisinden kalan zamanda ise Volga Nehri tüm ihtişamıyla ziyaretçilerini bekliyor.
Rostov-na-Donu
45 bin kişilik Rostov Arena’nın yer aldığı, Rostov-na-Donu’nun adı “Don Nehri Üzerinde” anlamına geliyor. Kuzeyde yer alan Rostov ile sıklıkla karıştırılan şehir, Don Nehri’nin ağzında, Azak Denizi’ne oldukça yakın konumda yer alıyor. Denize kıyısı olmasa da bir liman kenti olan Rostov-na-Donu’da, Azak Kalesi başta olmak üzere Osmanlı döneminden eserlere kolaylıkla rastlanabiliyor. Maksim Gorki Akademik Drama Tiyatrosu başta olmak üzere birçok tiyatronun bulunduğu şehirde, Yakolevskiy Manastırı, Kurbağa Prenses Müzesi, Ticaret Müzesi, Khors Sanat Galerisi gibi birçok kültürel nokta keşfedilmeyi bekliyor. Futbol tutkusu, Osmanlı esintilerinin bulunduğu tarihi yerleri, sanat ve kültür merkezi noktalarıyla Rostov-na-Donu, Dünya Kupası ateşi ikinci tur maçlarına dek canlı tutacak.
Soçi
2014 Kış Olimpiyatları için yapılan Fisht Olimpik Stadyumu’nun bulunduğu Soçi, Rusya’nın Karadeniz kıyısında yer alıyor. Ülkemizin batı ve güney kesimlerindeki tatil şehirlerini andıran Soçi, Dünya Kupası’ndaki dört grup maçının yanında bir son 16 turu bir de çeyrek final maçına ev sahipliği yapacak. Birçok şehre göre heyecanı daha uzun süreye yayacak olan Soçi, hem yaz hem kış turizminin kalbinin attığı noktalardan biri. Aynı zamanda bir spor ve ticaret şehri olan Soçi, limanları ve sahilleri ile Ege ve Akdeniz kıyılarına alternatif bir tatil arayan turistleri kendisine çekiyor. Turnuvadaki diğer şehirlere oranla çok daha canlı, hareketli ve yoğun bir gece hayatına sahip olan Soçi, genç nüfusun yanında spa merkezleri ve şifalı kaynak sularının bulunduğu tesisleriyle orta yaş ve üzerindeki turistleri de ağırlıyor. Sayısız canlının bulunduğu Discover World akvaryumu, Arboretum Botanik Bahçesi, Tarih Müzesi ve Mamedovo Kanyonu gibi yerlerin ise futbol ve denizden kalan zamanda mutlaka ziyaret edilmesi gerekiyor.
Kaliningrad
Rusya’nın en batı noktasında, kara bağlantısının olmadığı bir noktada, Litvanya ve Polonya arasında Baltık Denizi kıyısında kalan Kaliningrad, şehirle aynı ismi taşıyan 35 bin 212 kişilik stadyumla Dünya Kupası’na ev sahipliği yapacak. İklimiyle serin bir Kuzey Avrupa şehri olan Kaliningrad, Avrupa’daki birçok mimariden esintiler taşıyan yapılar barındırıyor. Köninsberg Katedrali, Kehribar Müzesi, Deniz Müzesi, Sığınak Müzesi, Kraliçe Kapısı, Balıkçılar Köyü gibi birçok görülmesi gereken yer sayesinde Kaliningrad tatilinin bir dakikası bile boş geçmeyecek. Alman filozof Immanuel Kant’ın mezarının da bulunduğu şehirde, Prusya egemenliğinden kalan izleri ise Alman mahallesinde görmek mümkün. Deniz, kum, güneş üçlüsünden vazgeçemeyenlerin de, kültür ve tarih dolu bir seyahat yapmak isteyenlerin de aynı anda tercih edebilecekleri Kaliningrad, Avrupalı bir Rus şehri olarak farklı dokusuyla dikkat çekiyor.