İşimi iyi
yapıyorum “Her şeyi ben yapıyorum” demek değil. Hep beraber yapacağız.
Hepimizin ortak duygu düşüncesi olmalı. Takım odur. “Ben hocayı seviyorum
oynuyorum, sevmiyorum oynamıyorum” anlayışı bana göre değil. Yok öyle. Tesise
giriş çıkış bana göre değil, başkana da değil. Hep beraber karar alınmalı. Ben
gittikten sonra o zaman düzen dağılır. Burada bir grup var. Buradaki aşçı bile
önemlidir. Mesela maç günü yanlış yemek yaptı, midesi bozuldu oyuncunun,
oynayamadı ve yenildik 3 puan gitti. Oyuncunun derdi benim derdimdir. Bilerek
yaptıysa buna izin vermem.
Binlerce
milyonlarca taraftar senden güzel futbol bekliyor. Allah sana bir şans vermiş.
Herkese vermemiş. Millet tarafından sevilmek sayılmak... Bunun bir bedeli
olacak. Futbolcuyu suçlamak için söylemiyorum, hepimizde var. Sabah geliyorum
çimci geliyor, malzemeci geliyor. Niye, işi var diye. Sen kaçta geliyorsun.
Saat 4’te idman, 3’te geliyorsun. Gelebilirsin ama işinden heyecan duymalısın.
O, 1 kazanıyor sen 100 kazanıyorsun. Biz daha çok yorulacağız.
Yorulmaktan
rahatsız olmaktan ziyade yaptığın işten zevk alacaksın. Mutlu olacaksın. Babam
bana büyük sermaye bıraktı ben onu kullanıyorum, benim eserim değil ki. Erken
geç fark etmez, işinden zevk al. Özverili olmak önemli... Biz iyiyiz. Bu benim
için, takım için değil, herkes için geçerli.”
ESKİDEN KALECİLERE ‘APTAL’ DERLERDİ”
Ayakta
kalmak için her gün bir şeyler yapacaksın. 1 yıl değil, 50 yıl böyle devam
ediyorsun. Ömür bu. 1 gün yalan söyledin milleti kandırdın, cin gibisin.
Kendini nasıl kandıracaksın. Ömür boyu böyle mi gider? Düzgün olmak aslında
erdemlik değil, çok başarılı bir yöntem. Kaleciliğin verdiği en büyük değer
farklı düşünmem. Kaleci farklı duran, farklı giyinendir. Forması bile değişik
yahu.