“Bize Şenol Güneş’i nasıl tarif edersiniz?
Herhangi bir
vatandaş neyse ben de oyum. Aynaya baktığımda artist gibi birini görüyorum
(Gülüyor). Türkiye’de ortalama bir insanda ne görüyorsan bende de onu
görebilirsin. Ben çocukluğunda yokluklar içinde büyüyen, ama şikayet etmeyip
onlarla mücadele eden, bugün de varlıklı olsam da aynı düşüncelerle yaşayan bir
insanım.
Her şeye
sahip olmanın rehaveti içinde yaşayan bir insan hiç olmadım. Bir birey olarak
dürüst, işini seven, mütevazı yaşayan biriyim. Lüks yaşamayı seven değil,
ailesiyle mutlu olmayı bilen biriyim.
Sahada çok sinirli bir Şenol Güneş
var...
Sinirli bir
adam değilim. Öfke kontrolüm her zaman vardır. İnsanların kabul etmeyeceği
düşünceleri sindirip içimde bastırmaya çalışırım. Kabul edemeyeceğim konularda
patlarım. Saha içinde hırsım vardır. Fenerbahçe maçında (Kjaer) tokatlama falan
yoktu. Temas olmadığı halde işlenmek istendi.
Yardımcımı
bırakın kimseye vurmayı düşünmem. Tokat atılır mı birisine, yakışır mı? Agresif
bir adam değilim asla. Kabul etmediğim şeylerde saldırgan görünebilirim.
Yıkmak, dökmek olmaz. Yaptığım işin karşılığını almak isterim. Herkesten de
isterim. Emeğimin karşılığını alamadığım zaman söylemlerim olur.