Görülen tablo ve yapılan yorumlara göre G.Saray maçın mutlak favorisiydi. Ancak her zaman söylediğimiz gibi: Ezeli rakiplerin aralarında yaptıkları maçlara kesin yorum getirmek zordur.
Dünkü maçın ilk 45 dakikasında G.Saray saha ve seyirci
avantajıyla mücadeleye çok hızlı başladı. F.Bahçe ise böyle maçlara iyi
konsantre oluyordu. Rakibine önde baskı yapan, orta alanı kalabalık tutan ve sakin
olan taraf Sarı-Lacivertliler’di. Bu yarıda G.Saray kadar da pozisyon
buluyordu. G.Saray’ı gerçek manada test edeceğimiz oyunun ilk yarısı, adeta
kora kor ve kafa kafaya geçti.
F.Bahçe’nin önde baskı yaptığı dakikalarda G.Saray oyun kurmakta zorlanıyor, çareyi uzun toplarda arıyordu. Muslera, her topu oyuna hatalı sokup rakibe pozisyon yaratırken, Kameni çok kritik toplara müdahale eden kaleciydi. G.Saray ümidini Belhanda, Feghouli ve Gomis’e bağlamışken, F.Bahçe’de takımı ateşleyen yine Valbuena’ydı. Janssen’in attığı sayılmayan gol ve devre biterken kaçırdığı pozisyon ilk yarının en çok tartışılanlarıydı.
Oyunun ikinci yarısı da ilk devrenin kopyası gibiydi. İki
takım da orta alanda yığılıp kaldılar. Oynamaktan çok oynatmamayı düşündüler.
G.Saray’da hem tribünler hem sahadakiler 8 puan farka rağmen inanılmaz
gergindiler. Anlaşılır gibi değil. Feghouli, Belhanda ve Gomis hiç patlama
yapamadılar.