Satranc-ı Urefa nedir, nasıl oynanır, kuralları neler? Halk arasında ‘Yılanlı Dama’ olarak bilinen Satranc-ı Urefa (Ariflerin Satrancı), yaklaşık olarak 1500 yıl önce Hindistan’da ortaya çıkmıştır. Peki Satranc-ı Urefa nedir, nasıl oynanır, kuralları neler? detayları haberimizde.
Vuslat dizisinde sıkca bahsedilmesinin ardından Satranc-ı Urefa nedir, nasıl oynanır, kuralları neler? soruları aratılmaya başlandı. konuyla ilgili merak ettiğiniz her şey haberimizde.
Satranc-ı Urefa nedir, nasıl oynanır?
Satranc-ı Urefa’nın asıl adı Şantranc-ı Urefa’dır. Yani bizim bildiğimiz satranç kelimesinin aslı aslında “şatranc”dır. Satranc-ı Urefa, Muhyiddin-i Arabi tarafından 1500 yıl önce icat edildi. Amacı ise tasavvuf talebelerinin kattettiği yolları ölçmek ve en son mertebeye ulaştırmaktır.
Tasavvufta Satranç kelimesinin anlamı “şeriat+ tarikat+hakikat+ marifet” olarak ifade edilir.
Satranc-ı Urefa’da amaç “sevgiliye kavuşmak”tır. Buradaki sevgili tabii olarak yüce yaradandır.
Satranc-ı Urefa’nın en zirvedeki mertebesine “Visal” denir.
Oyun, üzerinde ok ve yılan işaretleri bulunan bir levha üzerinde oynanıyor.
Bu satrançta ilerlemek için “Ok” işaretlerini kullanmak gerekiyor. “Yılan” işaretleri ise insanın düşüşüne neden oluyor.
Yılan insanın kötü hallerini, ok ise insanın iyi halini temsil ediyor.
Yine levha üzerinde kelimeler bulunuyor. Bu kelimelerde ok ile gösterilenler, Cefâ'dan Safâ'ya, Fırsat'tan Kuy-i cânân'a (sevgilinin mekanı), Aşk'tan Sahra'yı cünûn'a (mecnunlar sahrası), Azâr'dan (sitem, naz) Nazar'a (bakış), Tisyâr'dan (maddi ve manevi bir yolculuğa çıkarma) Terehhüm'e (merhamet etme), Ahlak-ı Hamide'den (iyi ahlak) Cemâl'e, Sadakât'ten Ferâh'a (gönül huzuru), Aşk-ı mecazîden Aşk-ı Hakikî'ye, Vefa'dan Esrâr'a (sırlar), Mücahede'den (nefsi terbiye etme kararı) Müşâhede'ye, Mahv'dan (kişinin benliğini yok etmesi) İzzet'e, Sabır'dan Maksud'a ve en mühimi de Muhabbetten Visâl'e şeklinde.
Yılanların işaret ettiği kelimeler ise Sohbet-i seg (dost olmayanlarla düşüp kalkma), istiğnâ (dünya malına tenezzül etmeme), kin, hased, rakip, ağyar (sevgili dışındakiler), akıl, nifak, sevda, kemâl, celâl, kazâ, gurur’dur.
Sayı fırıldağında çektikleri sayı kadar ilerleyen oyuncular bu kelimelerden birine gelirse yılanın kuyruğuna gidiyor.
Yılanların kuyrukları da “teessüf, recâ (dileme), dûzah (tuzak, cehennem), mihnet, adavet, kavga, nedamet (pişmanlık), ta'n-ı hulk (birinin huyunu ve davranışlarını ayıplama), zeval (tükenme), hacâlet (utanma), rıza, zillet” kelimelerinin üzerinde. Mesela şatrancta “celâl” kelimesinin üzerine gelen oyuncu hemen 3 basamak alta “hacâlet” kelimesine dönüyor.
Şatranc levhasının iki yanında da iki büyük yılan var. Bunlardan sağda olan yılanın başı “gurur” kelimesinde.
– Satran-ı Urefa
Çekiliş sonucunda çıkan sayıya göre bu kareye gelen oyuncu ilk karedeki “zillet”e yani oyunun başına dönüyor. Soldaki yılanın başı ise “kaza” kelimesinin üzerinde. O kareden sonra vuslata ulaşacak olan oyuncu ilk sıranın sonunda bulunan “rıza” kelimesine dönüyor.
Son kareden önce Visal'e ulaştıran tek bir kare var: 87. kare: “muhabbet”. Sayı fırıldağından 87. kareye getirecek bir sayı isabet ettiğinde oyuncu diğer kareleri atlayarak “visal”e ulaşıyor.
Satranc-ı Urefa’da tasavvuf yolculuğuna çıkan kişinin geri düşmesine yani “dereke” yolculuğuyla en alt tabakaya düşmesine neden olan durumlar şöyle sıralanır:
Yorumlar