Bu hizmetler arasında, otomobil sürücüleri için araç paylaşımı, ortak araç kullanımı ve ağa bağlı hizmetler yer alıyor.
Büyüyen pazar: Hizmet olarak mobilite
Bosch CEO’su Denner: “Bağlanabilirlik, A noktasından B noktasına ulaşma şeklimizi temelden değiştiriyor.”Yeni şehir: Madrid e-scooter paylaşımını başlatıyor. Dünyada bir ilk: system!e – yeni hizmetler elektromobiliteyi herkes için uygun hâle getiriyor. Yeni ortak araç kullanımı işi: Bosch Amerikan start-up şirketi SPLT’yi satın alıyor.
Berlin’de gerçekleştirilen Bosch ConnectedWorld 2018 IoT konferansında konuşan Bosch yönetim kurulu başkanı Dr. Volkmar Denner şu açıklamada bulundu: “Bağlanabilirlik, A noktasından B noktasına nasıl ulaştığımızı temelden değiştirecek ve bu süreç içerisinde günümüzün trafik sorunlarının çözümüne yardımcı olacak. Bağlanabilirliği, emisyonsuz, stressiz ve kazasız mobilite vizyonumuzu gerçekleştirmek için kullanıyoruz. Bağlanabilirlik muazzam bir iş potansiyeli sunuyor. 2025’te, dünya genelinde birbirine bağlı yaklaşık 470 milyon araç yollarda olacak (kaynak: PwC). Bundan dört yıl sonra, mobilite hizmetleri ve buna bağlı dijital hizmetler pazarının değeri 140 milyar Avroya ulaşacak (kaynak: PwC). Denner konuyla ilgili olarak: “Ağa bağlı otomobiller, Bosch için büyüyen bir alan. Bosch sunduğu çözümlerle çift haneli büyüme kaydetmeyi planlıyor.” dedi. Yeni bölümün mevcut hizmet portföyünü daha da genişletmesi öngörülüyor.
Örneğin, Bosch’un mobilite hizmetleri yanlış yöne giden sürücülere uyarı gönderiyor ve akıllı telefonları otomobil anahtarına dönüştürüyor. Bu gelişmelerin en yenisi de Amerikan start-up şirketi Splitting Fares Inc. (SPLT) tarafından sunulan araç paylaşım hizmeti. Denner Berlin’de system!e’yi de sundu. Elektromobilite için ağa bağlanan hizmetler kitle pazar için elektrikli otomobil kullanmanın uygunluğunu arttırmayı hedefliyor.
Bosch ortak araç kullanımı işine giriyor
Ağa bağlı mobilite alanında büyüyen pazarlardan biri de ortak araçla seyahat etmeye yönelik çevrimiçi hizmetler ve uygulamaları kapsayan ve şoför hizmetlerini ve taksileri de düzenleyen ortak araç kullanımı. 2022 yılında, dünya genelinde ortak araç kullanıcılarının sayısının yüzde 60 artış göstererek 685 milyona yükselmesi öngörülüyor (kaynak: Statista). Denner şunları kaydetti: “Bugüne kadar bu hizmetlerin çoğu aynı yönde seyahat eden veya bir seyahati son dakika rezerve eden kişilere yönelikti; şirketler ve işe gidip gelenler pek öncelikli değildi. İşte, SPLT tam da bu noktada devreye giriyor.
Yakın bir tarihte Bosch tarafından satın alınan bu Amerikan start-up şirketi, şirketlerin, üniversitelerin veya belediye kurumlarının kendi personelleri için ortak araç kullanımını düzenlemek üzere kullanabilecekleri bir platform geliştirdi. Bu B2B yaklaşımı doğrudan işe gidip gelenlere odaklanıyor: SPLT uygulaması aynı işyerine veya okula giderken aracı paylaşmak isteyen insanları bir araya getiriyor. Uygulamanın bir avantajı da yolculuğun iş arkadaşları tarafından paylaşılıyor olması; böylece, kullanıcılar hiçbir zaman tamamen yabancı olan kişilerle aynı araca binmek durumunda kalmıyor. Bir algoritma saniyeler içerisinde ortak kullanıma uygun bir aracın yerini belirleyerek trafikteki en hızlı rotayı hesaplıyor ve dolayısıyla, çok zaman alan kalkış noktası, kalkış zamanı, en iyi rota ve yolcu koordinasyonu işlemlerini üstleniyor. Ortak araç kullanımı, sinirlere, cüzdana ve çevreye iyi geliyor. Şirketler trafik hacminin azaltılmasında da rol oynayabiliyor. Ağa bağlanabilirlik bizim için yalnızca araçları değil aynı zamanda taşımacılık yöntemlerini nasıl kullandığımızı da yeniden düşünmemizi sağlıyor.”
Elektrikli araçlar için dijital hizmetler
Bosch’un yan kuruluşu COUP 2016 yılından beri Berlin’de kiralık e-scooter sunuyor. Geçtiğimiz yıl Paris’te e-scooter paylaşımını başlatan hizmet bu yıl da Madrid’de sunulacak. Böylece, toplam e-scooter sayısı 3.500’e ulaşacak. Denner, “Dijital hizmetler elektrikli araç kullanmaya ivme kazandıracak.” dedi. Bosch CEO’su IoT konferansında, elektrikli otomobillere yönelik kapsamlı bir ağa bağlı elektrikli güç aktarma parçaları sistemi ve yeni hizmet çözümleri sunan system!e’yi sundu. Bu amaçla, Bosch elektrikli araç sürmeyi Bosch Automotive Cloud Suite’ine bağladı. Şirket, bu etkileşime dayanan web tabanlı hizmetler geliştiriyor. Gelecekte, akıllı elektrikli otomobiller elektriğin ne zaman tükeneceğini ama ayrıca bir sonraki şarj noktasını da nerede bulabileceklerini tam olarak bilecek.
Kalan mesafe endişesi ortadan kaldırılıyor: günlük kullanımı teşvik eden hizmetler
Birçok otomobil alıcısı için elektrikli bir otomobilin onları yüzüstü bırakma endişesi bir engel oluşturuyor. System!e de işte tam olarak bunu ele almak üzere tasarlandı. Elektrikli sürüş buluta bağlandığından, sistem “genişletilmiş mesafe tahmini” sunabiliyor. Bu da araçtaki mevcut batarya şarjı, kalorifer veya klimanın enerji tüketimi ve sürücünün sürüş stili ve aracın çevresindekiler hakkında algoritmalar sunuyor. Bunlar arasında, mevcut trafik durumu ve gidilecek rotaya ilişkin topografik bilgiler de yer alıyor. Bu bilgilere dayanarak, sistem güvenli bir şekilde aracın gidebileceği mesafeyi hesaplıyor. Bir elektrikli otomobille yapılacak daha uzun yolculuklar için genişletilmiş mesafe tahmini “şarj asistanıyla” destekleniyor.
Bu hizmet, örneğin Münih’ten Hamburg’a kadar bütün şarj noktalarının nerede olduğunu bildiği için, gereken şarj molalarını önceden planlayabiliyor; ayrıca, ödeme sürecini de yönetiyor. Örneğin, restoranlar, kafeler ve alışveriş seçenekleri hakkında sunulan ek bilgiler sayesinde, sürücüler şarj süresini en iyi şekilde değerlendirerek rahatlayabiliyor. Üçüncü bir hizmet de akıllı evlerde araç şarjını yöneterek enerji kullanımını optimize ediyor. Elektrikli otomobili, akıllı evin elektrik şebekesine entegre ediyor. Bu da otomobilin bataryasının, evdeki güneş enerjisinin elektriğe dönüştürülmek üzere depolanmasını destekliyor. Gün boyunca otomobil, güneş enerjisini saklayarak, gece bunu gerektiği gibi geri kullanıyor. Denner şunları kaydetti: “Bosch için mobilite otomobillerin ötesine geçiyor. Çok çeşitli alanlardaki teknolojik uzmanlığımız çapraz uygulama ekosistemlerini geliştirmek ve çalıştırmak için bizi benzersiz bir konuma getiriyor.”
3.500 katılımcı, 70 farklı sergi alanı ve 140 konuşmacı
Bosch’un IoT aktiviteleri çok geniş bir yelpazeye yayılarak, ağa bağlı mobilite, ağa bağlı üretim, ağa bağlı enerji sistemleri ve binalara yönelik çözümler sunuyor. Bosch’un IoT endüstrisine yönelik Berlin’de gerçekleştirilen ConnectedWorld forumunda yaklaşık 70 farklı stantta nesnelerin internetinde şimdiden nelerin mümkün olduğunu ve bunların gelecekte insanların günlük yaşamını nasıl iyileştireceğini gösterecek. Berlin, “Station”’taki 10.000 metrekarelik sergi alanında, yaklaşık 3.500 katılımcı 21-22 Şubat tarihlerinde bir araya gelecek.
Bosch CEO’su Dr. Volkmar Denner’ın yanı sıra, konuşma yapacak olan yaklaşık 140 konuşmacı arasında, Dr. Dieter Zetsche (Daimler CEO’su), Dr. Frank Appel (Deutsche Post DHL CEO’su) ve Johann Jungwirth (Volkswagen Baş Tasarım Yöneticisi) de yer alıyor. Yazılım yarışmasında, yaklaşık 700 programcı, start-up çalışanı ve tasarımcı, ağa bağlı mobilite hizmetleri, otonom otomobil sürüşü, ağa bağlı üretim ve lojistik ve ağa bağlı yaşam konularına yönelik fikirler geliştirecek. Beşinci kez organize edilen 2018 Bosch ConnectedWorld nesnelerin interneti konusunda dünyanın en büyük konferanslarından biri olma niteliğini taşıyor.
Bosch Grubu, dünyanın önde gelen teknoloji ve servis tedarikçilerinden biridir. Dünya genelinde (31 Aralık itibarıyla) yaklaşık 400.500 çalışanı istihdam etmektedir. Elde edilen ilk rakamlara göre, şirket 2017 yılında 78 milyar Avroluk gelir elde etmiştir. Şirketin faaliyetleri, Mobilite Çözümleri, Sanayi Teknolojileri, Dayanıklı Tüketim Malları ve Enerji ve Bina Teknolojileri olmak üzere, dört sektöre ayrılmaktadır. Bosch, dünyanın önde gelen IoT şirketlerinden biri olarak, akıllı evler, akıllı şehirler, ağa bağlı mobilite ve endüstri için bağlantılı çözümler sunmaktadır. Sensör teknolojisi, yazılım ve hizmet alanlarındaki uzmanlığını ve kendi IoT bulutunu kullanarak müşterilerine farklı etki alanları genelinde ağa bağlı çözümleri tek bir kaynaktan sunabilmektedir.
Bosch Grubunun stratejik amacı, ağa bağlı bir yaşam için çözümler üretmek, yenilikçi ve heyecan uyandıran çözümlerle dünya genelinde yaşam kalitesini yükseltmektir. Kısacası, Bosch “Yaşam için Teknoloji” sunmaktadır. Bosch Grubu, Robert Bosch GmbH ve yaklaşık 60 ülkede 440 bağlı şirketiyle bölgesel şirketlerinden oluşmaktadır. Satış ve servis ortaklıkları dâhil olmak üzere, Bosch’un global üretim ve satış ağı dünyanın hemen hemen tüm ülkelerini kapsamaktadır. Şirketin gelecekteki büyümesi yenilikçilikteki gücüne dayanmaktadır. Bosch, dünya genelinde 125 merkezde 62.500 çalışanıyla, araştırma ve geliştirme çalışmalarını sürdürmektedir.
Şirket 1886 yılında Robert Bosch (1861-1942) tarafından Stuttgart’ta “Hassas Mekanik ve Elektrik Mühendisliği Atölyesi” olarak kurulmuştur. Robert Bosch GmbH’nın özel mülkiyet yapısı Bosch Grubu’nun girişim özgürlüğünü garanti ederek şirketin vadeli planlar yapmasını sağlamak ve geleceğini koruma altına almak üzere önceden önemli oranda yatırımlar yapmaktadır. Robert Bosch GmbH’nın hisse senedi sermayesinin yüzde doksan ikisine bir vakıf olan Robert Bosch Stiftung GmbH sahiptir. Oy haklarının çoğunluğu ise Robert Bosch Industrietreuhand KG adındaki bir endüstriyel vakıftadır. Girişim mülkiyeti fonksiyonları vakıf tarafından yürütülmektedir. Kalan hisseler ise Bosch ailesine ve Robert Bosch GmbH’ya aittir.
Yorumlar