AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada dış politikaya da değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Doğu'da yaşananlara ve Avrupa ülkeleriyle ilişkilere de değindi.
Erdoğan, "Fırat Kalkanı, DEAŞ balonunu söndüren ilk hamledir. DEAŞ'ın ne kadar kof bir yapı olduğunu gösteren Türkiye olmuştur. Artık DEAŞ, Suriye ve Irak'tan neredeyse atılmıştır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğanın konuşmasının ilgili kısmı şu şekilde:
Soçi'de Rusya ve İran ile üçlü zirve gerçekleştireceğiz. Rusya ile kurduğumuz yakın ilişkiden elde ettiğimiz gelişmeler oldukça önemli.
Merkezi Irak yönetimi ile de uzun zaman olmadığı kadar müspet duruma gelmiş durumdayız. Kuzey Irak hayati yanlışa sapmamış olsaydı, onlarla da güzel ilişkimizi sürdürüyor olacaktık.
Almanya, Hollanda, Belçika gibi ülkeler aslında bizim en rahat işbirliği yapacağımız yerler olmasına karşın bir süredir ırkçılığın, yabancı düşmanlığının pençesine düşmüş durumdalardır.
Amerika'nın bölgemizde izlediği politikanın yanlışlığı konusundaki endişemizi her defasında paylaşıyoruz.
'TÜRKİYE ELİ KOLU BAĞLI OTURAMAZ'
ABD'nin bölgemizdeki izlediği politikanın yanlışlığını her seferinde paylaşıyoruz. DEAŞ’ın ortaya çıkış ve kayboluş süreci baştan sona soru işaretlerle dolu. DEAŞ'ı temizlediğinizi söyülüyordunuz. Niçin silah yüklü tırlar Suriyeye geliyor?
Bu silahlanmayı Kuzey Suriye'de hangi ülkeye karşı niçin yapıyorsunuz? Bunları izah etmeleri lazım. Kimse Türkiye'nin kendi bekasını ilgilendiren bu senaryolar karşısında eli kolu bağlı oturmasını bekleyemez.
'FIRAT KALKANI DEAŞ BALONUNU SÖNDÜREN İLK HAMLE'
Fırat Kalkanı, DEAŞ balonunu söndüren ilk hamledir. DEAŞ'ın ne kadar kof bir yapı olduğunu gösteren Türkiye olmuştur. Artık DEAŞ, Suriye ve Irak'tan neredeyse atılmıştır.
Neyin ne olduğunuz biliyoruz, ona göre de adımlarımızı atacağız. Kimse bu senaryolar karşısında Türkiye'nin eli kolu bağlı oturmasını bekleyemez. DEAŞ'ın aslında ne kadar kof bir yapı olduğunu dünyaya gösteren Türkiye olmuştur.
'MESELE TERÖR DEĞİLDİR'
Esed rejimi hala yerli yerinde durmaktadır. Buna karşın demokrasi talebinden başka suçları olmayan Suriyeli muhalifler neredeyse terörist durumuna düşürülmüştür.
Çok şey söylenmiş, çok toplantı yapılmış ama hiçbir netice ortaya konulamamıştır. Bu coğrafyada bunca kan niçin dökülmüştür, bunca acı niye çekilmiştir? Akan kan kimin kanıdır, bu ölenler kimdir?
Demek ki mesele terör değildir. Demokrasinin getirilmesi değildir. Mesele, mazlumların, mağdurların haklarının da korunması değildir.
Bu gerçek bölgemizin terör örgütleri bahanesi ile tıpkı geçen asırda olduğu gibi yeni bir dizayna tabi tutulmaya çalışıldığıdır. Güney Asya'daki hadiseleri de bu gelişmelerin dışında görmüyoruz. Biz komşularımızın böyle bir muameleye tutulmasına izin vermeyeceğiz.
Yorumlar