İYİ Parti ile yaptığı ittifakta bazı büyükşehirleri bırakan CHP’nin Mersin ve İzmir’de hangi isimleri aday çıkaracağı merak konusu oldu. Habertürk Yazarı Sevilay Yılman, CHP’de Mersin ve İzmir’de hangi isimlerin ön plana çıktığını yazdı.
Yılman’ın yazısı şöyle:
“Cumhuriyet Halk Partisi, İzmir ve Mersin hariç, büyükşehirlerde kimlerin nereden aday olacağına karar verdi.
Tekrara düşüp diğer şehirlerde kimin nereden aday olduğunu yazmayacağım.
Ben bugün son Parti Meclisi toplantısında Mersin ve partinin kalesi olarak bilinen İzmir adaylarının PM üyelerinin onayına son anda sunulmaktan neden vazgeçildiğini ve bundan sonra neler olacağını yazacağım.
Bildiğiniz gibi Mersin’in mevcut belediye başkanı Burhanettin Kocamaz, partisi tarafından aday gösterilmeyince MHP’den istifa etmiş ve sonrasında kamuoyuna İYİ Parti’nin adayı olabileceği yönünde imalarda bulunmuştu.
Ancak Kocamaz’ın bu kararı aldığı ve bu imaları yaptığı dönemde henüz CHP ve İYİ Parti arasında ittifak konusunda tam bir mutabakat yoktu.
Mutabakat olunca tabii… İki parti 31 Mart’ta ortak hareket etme kararı alınca…
Mersin’de de işler değişti.
İYİ Parti’nin değil, CHP’nin bir aday çıkarmasında karar kılındı.
Naçizane fikrim doğru da oldu karar.
Çünkü Burhanettin Kocamaz MHP’den istifa etmiş dahi olsa bunun MHP’yi sarsmadığını, hâlâ Mersin’deki seçmenini diri tuttuğunu duyuyorum.
O nedenle CHP’nin çıkaracağı isim çok çok önemli.
Eğer doğru bir isimle sahaya çıkarsa CHP’nin Mersin’in yeniden alması zor değil.
Sanıyorum bu ismin de kim olacağına neredeyse karar verilmiş gibi.
Son anket hariç önceki anketlerde Fikri Sağlar’ın önlerde çıktığını biliyorum.
Ancak Kılıçdaroğlu’nun ve PM’nin bir kısmının Sağlar’ın geçmişte sürekli parti içi ihtilaflarda muhalefetten yana olması nedeniyle aday olmasına kesinlikle sıcak bakılmadığını da biliyorum.
Başından beri Kılıçdaroğlu’nun kafasında hep iki isim vardı.
Bunlardan biri Vahap Seçer, diğeri ise Serdal Kuyucuoğlu idi.
Her ikisi de Mersin’den eski milletvekili olan bu isimler arasında ise son tercihinin Kuyucuoğlu olduğunu öğrendim.
Aslında son Parti Meclisi'nde de bu ismi onaya sunacaktı Kılıçdaroğlu ancak üyelerden bazılarının Vahap Seçer lehine tartışma başlatacağı ve toplantıyı kilitleme yönünde karar aldığını haber alınca vazgeçti Kuyucuoğlu’nu o gün söylemekten.
Tabii bu hareketi yapmış olması Kılıçdaroğlu’nun Kuyucuoğlu’ndan vazgeçtiği anlamına gelmiyor.
Öğrendiğim kadarıyla CHP lideri olası tartışmaların önünü kesmek için Mersin’de son bir anket daha yapılmasını talep etmiş.
(Son yapılan ankette Mersinlilere sadece Vahap Seçer ve Serdal Kuyucuoğlu isimleri yöneltildi… Fikri Sağlar veya başka biri isim yoktu!)
Ve kamuoyunun yakından bildiği ve son derece güvenilir bulunan bir araştırma şirketi tarafından yapılan bu ankette de Serdal Kuyucuoğlu önde çıkmış.
Bana bu bilgileri aktaran kaynağıma bunun nedenini de sordum.
Öyle ya neden Kuyucuoğlu?
“Çünkü halk tarafından diğer adaylara oranla daha fazla bilinirliği ve karşılığı olan bir isim” dedi ve Kuyucuoğlu’nun anketlerde neden Vahap Seçer ve diğer adayların önünde çıktığını aktardı:
“Kendisi Tarsus kökenli bir yörük ama geçmişte Büyükşehir Kent Konseyi Genel Sekreterliği, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanlığı, İnşaat Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanlığı, Mersin Yardım ve İyilik Vakfı Başkanlığı gibi halka dokunan, hakla bir biçimde temas eden STK’lar da görev aldığı için doğal olarak sadece Mersin’in yerlileri ile değil, dışarıdan gelenlerle de bir biçimde yolu kesişmiş bir isimdir. Hal böyle olunca ve kentin yerel demografik dengeleri de göz önüne alındığında Kuyucuoğlu’nun anketlerde önde çıkmış olması gayet normal bir durumdur. Zaten böyle olduğunu Genel Başkan da biliyordu ama tartışmaya, polemiğe mahal vermemek için son bir anket yaptırttı. Ve hem yerli seçmenden hem de seçimin kaderini belirleyecek HDP’ye oy veren Kürt kökenli seçmenden Kuyucuoğlu’nun oy almada zorlanmayacağını bir kez daha gördüğünden, inandığından 4 Ocak’ta toplanacak PM’nin onayına kesinlikle onun adını sunmaya karar verdi…”
İki güzel evlat arasında kalan baba!
Gelelim şimdi İzmir’e…
Mevcut Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun 31 Mart’ta yeniden aday olmayacağını kamuoyuna deklare etmesinin ardından İzmir için adı geçen en favori isim Tunç Soyer’di.
Ancak son aldığım kulis bilgilerine göre işin başında Soyer ismine son derece sıcak bakan Kemal Kılıçdaroğlu’nun gittikçe bu isimden uzaklaştığını duydum.
Bu uzaklaşmanın nedeni ise ne Tunç Soyer’in askeri savcı babasının geçmişinin İYİ Partilileri rahatsız ettiği yönündeki iddialar ne de mevcut başkan Kocaoğlu’nun bu ismi veto ettiği yönündeki iddialardır.
Kemal Bey’in bu isimden son zamanlarda uzaklaşmasının tek nedeni örgüt içi kırılmaların, kırgınlıkların, küskünlüklerin önüne geçmek.
İzmir CHP’de dinamikleri bilen okurlarım, diyebilirler ki; “Tunç Soyer’in aday yapılması durumunda parti içinde niye kırgınlık, küskünlük olsun? Nihayetinde Soyer CHP İzmir örgütünün çok sevip saydığı ve değer verdiği ve adı asla tartışılmayacak bir isim!”
Hiç itiraz etmem bu söylenene çünkü yerden göğe kadar haklı bir söylem.
Ancak şöyle bir durum var değerli okurlarım…
Sonradan bu yarışa biri daha katıldı… İzmirli CHP’liler arasında aynı şekilde karşılığı olan ve Soyer gibi sevilen, sayılan, kıymet verilen bu isim de Narlıdere Belediye Başkanı Abdul Batur.
Hülasa…
İşin özeti, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’de çok sevdiği, değer verdiği iki evlat arasında seçim yapmakta zorlanan, yapamayan bir baba pozisyonunda şu anda.
Bu durumu aşmak için kılı kırk yardığı ve değer verdiği ve kendisine her zaman sadakatle bağlı olan bu iki isim arasında tercih yapıp taraflardan birini kırmaktansa geminin rotasını tamamen başka bir tarafa kırdığı söyleniyor.
Haklı da Kemal Bey…
Zaten kazanılması konusunda bir problem yok İzmir’in.
Kimi koysan zaten o adaylığa, alıp çıkacak işin içinden.
Hal böyleyken niye bu iki isimden birini tercih edip, diğer bir tarafın ve onlara taraf olan örgüt üyelerinin kalbinin kırılmasına sebep olsun!
Pekiiii… Bu iki isimden biri olmayacaksa kim olacak İzmir’in adayı?
Kafasında bir değil, birkaç isim var Kemal Kılıçdaroğlu’nun.
Kamuoyuyla adını paylaştığında ne aday adayı olan diğer isimlerin ne partililerin ne de İzmirlilerin itiraz etmeyeceği ve hatta etrafında kenetleneceği bu isimlerden en favorisinin ise bir kadın olduğu iddia ediliyor.
Duyuyorum buradan bazılarınızın bu kadının “Selin Sayek Böke” olduğunu söylediğini ama hayır, o değil.
Kemal Bey’in İzmir için kafasında düşündüğü kadın, Profesör Doktor Sedef Gidener…
Yalan yok ben de bu ismi ilk kez kaynağım bana bu kulisi aktardığında duydum.
Duyar duymaz da internette bakındım hemen kim olduğuna.
Farmokoloji dalında Profesör unvanına sahip olan Sedef Gidener, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı döneminde 9 Eylül Üniversitesi rektörlüğüne aday olan ve 564 üyenin oyunu alarak birinci olan ancak Gül tarafından tercih edilmeyen sosyal demokrat görüşleri ile tanınan bir akademisyen.
Bu isme biz yabancıyız belki ama CHP’liler, özellikle İzmirliler çok aşina…
Çünkü Gidener, epeydir CHP çatısı altında varlık gösteren, geçmişte parti tarafından düzenlenen sağlık çalıştaylarında görev almış bir isim.
Gidener dışında alternatifler de var tabii ama şöyle diyeyim; Gidener ismi Kılıçdaroğlu’nun zihninde çok baskın!”
Yorumlar